Küresel Isınmanın Ekolojik Sonuçları
KÜRESEL ISINMANIN EKOLOJİK SONUÇLARIKüresel ısınma ve buna bağlı olarak meydana gelen iklim değişimi sürecinin
yaratacağı veya yaratmış olduğu ekonomik, ekolojik ve sosyolojik sonuçlar, dünyanın her
yerinde henüz tam anlamıyla yaşanmamıştır. O nedenle, bu sürecin potansiyel tehlikeleri tam
anlamıyla kavranılamamıştır. Ancak, bilim insanları yapmış oldukları araştırmalarda,
insanların bu tehlikelerle er geç karşılaşacağını ve bunların yaratacağı sonuçların neler
olabileceğini bilimsel verilere dayanarak açıklamaktadırlar. Bunlara ait bazı somut örnekler
aşağıda verilmiştir:
1) Sıcaklıklar artınca, büyük su yüzeylerinden (deniz, göl, baraj, akarsu vb)
buharlaşma artacak, toprak kuruyacaktır. Bunun sonucunda bölgesel olarak iklim değişecek,
tarımsal ürünler ve ormanlar zarar görecektir. Şöyle ki;
· Büyük su yüzeylerine yakın yerlerde hava nemi ve buna bağlı olarak yağışlar
artacak, sel afetleri meydana gelecektir.
· Karasal kısımlarda ise toprak suyunu kaybederek kuraklaşacak, tarımsal ürün
verimi azalacak, ormanların alanı daralacak, hidrolojik enerji üretimi düşecektir.
2) Buzullar eriyecek, bunun sonucunda göller, denizler ve akarsularda su düzeyi
yükselecek, kıyı bölgeleri sular altında kalacaktır, sel afetleri yaşanacak ve toplumsal göçler
başlayacaktır. Bunun somut örnekleri son yıllarda İngiltere, Almanya ve İtalya’da
görülmüştür. Bu ülkelerde meydana gelen sel afetleri son 50 yılın en büyük sel afetleri olup
İngiltere’de 1 milyar, İtalya’da (2000 Ekim ayında) 1,5 milyar Euro tutarında zarar meydana
gelmiştir. Ayrıca 1994 Kasım ayında İtalya’da meydana gelen sel afeti 64 can; 1991 yılında
Çin’de meydana gelen sel afeti 3074 can, ayni ülkede 1994 baharında meydana gelen sel
afetleri 1846 can almıştır. Bunun yanında milyarlarla ifade edilen maddi zararlar meydana
gelmiştir.
2002 Ağustosunda Almanya’da yaşanan sel afetinin bilançosu da tüyler ürpertici idi
(Schayan und Stumpt 2002): 21 kişi sellere kapılarak öldü; on binlercesinin mekânları
boşaltıldı; binlercesi evsiz kaldı. 800 km uzunlukta nehir kıyısı boyunca dehşet yaşandı
En azından 25 milyar Euro tutarında maddi zarar meydana geldi. 740 km devlet
yolu ve 180 köprü şiddetli zarar gördü. Bazı kentler harabeye döndü. 50 000 asker ve gönüllü,
kurtarma ve selleri önlemede çalıştı. Bu sel afetini meydana getiren ve 1 hafta süren yağışı
bilim insanları şöyle değerlendirmişti: “Bu yaşananlar dünyadaki iklim değişiminin bize
kadar gelen çok az bir işaretidir. Bu olayın nedeni dünya çapındaki (küresel) ısınmadır.”
Ülkemizde de son yıllarda meydana gelen sel afetlerinin nedeni, hiç kuşkusuz aynı
nedenlerden kaynaklanmaktadır..
3) Dengesiz küresel ısınmalar hem sayı hem de şiddet bakımından son derece zararlı
kasırgalar yaratacaktır. Bunlara ait birkaç somut örnek aşağıda verilmiştir (Berz 1995).
· 1991 Mayıs ayında Bangaldeş’te meydana gelen “Adsız Siklon” 140 000 kişinin
ölümüne neden olmuştur.
· 1993 Mart ayında Kuzey Amerika’da meydana gelen “Kış Fırtınası” 246 kişinin
ölümüne neden olmuştur
· 2004 yılı boyunca ABD’de 1727 kasırga olayı yaşanmıştır. Tarihinin en sık
kasırgasını yaşayan ABD, bu kasırgalardan milyarlarca dolar zarar görmüştür.
· Küresel iklim değişimi, karalara ve sulara ait tüm ekosistemlerde şimdiden tahmin
edilmesi çok güç olan dengesizlikler meydana getirecektir. Canlı ve cansız çevrenin doğal
dengesi bozulacak, bu da canlıların temel yaşam süreçlerinden olan ekolojik çevrimleri
etkileyecektir. Tüm canlılar için temel ekolojik yaşam koşulları ortadan kalkacaktır. Örneğin
bitkisel planktonların zarar görmesiyle, dünya oksijen üretiminin % 50 – 60’ını sağlayan bu
kaynağın verimi ve üretim gücü ciddi anlamda düşecektir (Flavin 1996).
4) Küresel ısınma ile Sibirya ve Kanada’daki buzlu tundra toprakları çözünecek ve
bataklık haline gelecektir. Buralarda bol miktarda bataklık gazı (metan) oluşarak atmosfere
karışacak, artan sera gazları nedeniyle küresel ısınma daha da artacak ve böylece kısır
döngüye girilmiş olunacaktır (Mitscherlich 1995).
Örnekler daha da arttırılabilir. Ancak bu sınırlı sayıdaki örnekler bile, insanlığın karşı
karşıya bulunduğu ekolojik tehlike potansiyelinin ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.